
İçindekiler
ToggleReiki ile İliski Şifalandırma
Reiki ile kendimle çalışmaya başlayana kadar hayatımdaki ilişkiler bir roller coster (inişli çıkışlı lunapark hız treni) gibiydi. Tam çok mutlu oldum derken ani düşüşler, anlayamadığım, anlam veremedim terk edişler ve terk edilişler.. hiçbir yere ait olmama hissi, hiçbir kimsenin varlığında yuvayı bulamamış olma duygusu, genel bir kaybolmuşluk, tam anlamıyla kalabalıkta annesini kaybetmiş bir çocuğun korkusunu tekrar tekrar yaşıyor olmak. İlişkilerimin özeti buydu. En önemlisi, o korkmuş çocuğun gözleriyle bu dünyaya bakmak ve tüm ilişkilerde çok inciniyor olma, suistimal edilme, kendini koruyamama hissi…
Reiki ile Anne Bağı Şifalandırma:
İlişki şifalandırma dediğimizde gitmemiz gereken yer anneyle olan bağı şifalandırma olmalı. Bu dünyaya geldiğimizde en yakın, en yoğun ilişkiyi yaşadığımız ve ilişki kavramını öğrendiğimiz yer orasıdır çünkü.
Özellikle bizim Türk kültüründe, o içli, o kutsal diye anılan, aynı zamanda hep acı çeken o yaralı yer, içimizdeki kanayan bir türlü iyileşmeyen ve acısıyla duygulandığımız onun acısıyla kendimizle ve varoluşla bağ kurmaya çalıştığımız yara: “Anne Yarası”.
Anne Yarası
Anne yarısı, bir zincirleme kaza halinde, onun atalarından onun annelerinden annemize geçmiş ve daha sonra bizim bu hayata gelmemizle bize aktarılmış olan, jenerasyonlar arası çözümlenememiş, şifaya kavuşturulamamış olan acılı duygulardır, özlenen ve doyurulamayan bir anne sevgisi açlığıdır.
Giderek büyümüş kaldırılamayacak hale gelmiş ve bu yüzden bir sonraki jenerasyona teslim edilmiştir, taşmıştır.. acıyı yaşamaktansa gözler yumulmuş, annelik, kadınlık, bilgelik, şifacılık yetenekleri tamamen kapatılmak zorunda kalınmıştır, çünkü acı çok fazladır. Uyuşmak, unutmak, bastırmak, bir trans halinde kendi kendini kapatmak, o anı, o günü kurtarmak için başa çıkma yollarıdır.
Daha çocukluğunu yaşayamamış çocuk gelinler, sevmedikleri erkeklerle evlendirilen kız çocukları, cinselliği bir tecavüz ve şiddet gibi yaşamış anneanneler, büyük anneler, ne verebilirlerdi ki bize? Torununa, “keşke kadın olmasaydım, keşke bu dünyaya erkek olarak gelseydim” diyen, onun ilişkiye bakış açısını bir mağduriyetten inşa edecek, daha o zamandan bozacak bir mirastan başka?
Doğurduğu kız çocuklarına, kendisine vermediği gibi değer vermeyen ve doğurduğu erkek çocuklarını yüceltip, kocasında bulamadığı sevgiliyi onda yaratan, onu terk etmemesi için, asla büyümesine, yetişkin bir erkek olmasına izin vermeyen anneler ve onların ergenlikte takılı kalan erkek çocukları..
O yaşayamadığı biricik hayatının hayal kırıklığıyla, söyleyemediği şarkıları, ifade edemediği gücünü, keşfedememiş olduğu cinselliğini, görülmemiş olmanın, saygı duyulmamış olmanın verdiği o içine sinmişlik, kompleks ile baş edemez. Bunlarla yüzleşmek çok zordur, acı çok fazladır. Bilinçli veya bilinçsiz olarak, kendinden sonra gelen jenerasyonla, ancak onun kendini geçmemesi kaydıyla bir onay ve sevgi bağı kuracağı mesajını verir ona. Çocuk, hayatta kalma içgüdüsü ile annesinin sevgisini hak etmek için onu geçmeyeceğine söz verir içinden..
Çocuk annesine aşıktır, o onun tanrısıdır, onun her şeydir. Onsuz hayatta kalamayacağını bilir. Annesi olmazsa öleceğini hisseder. Şimdi anneyi şifalandırmak onun işi olacaktır artık, çünkü ancak bu şekilde hayatta kalabilirler, ancak bu şekilde çocuk hayatı hak edeceğini düşünür. Bir gün annesi mutlu olacak ve ona da hayatı yaşaması için bir hak tanıyacaktır.
Anne Yarasını Şifalandırmak
Öncelikle şunu söylemem gerekiyor. Annemizi şifalandırmak bizim haddimiz değil. Biz ancak kendi yaramızı şifalandırmakla görevliyiz. Kendimizi şifalandırdığımızda bu dalgalar halinde atalarımıza, çocuklarımıza ve kolektif bilinçteki anne yarasına intikal ediyor.
Peki, kendimizi nasıl şifalandırcağız?
Öncelikle hayatta kalarak. Kendimize annelik yaparak ve beslenerek. Tüm annelerin annesi Toprak Ana ve babaların babası ve Güneş Baba’dan beslenerek. Hepimiz bu dünyaya, Yarada’nın bu kaynaklarına bağlı, sonsuz ve bağımsız olan bir ruhla geliyoruz. Bu esas kaynaktan beslenmek bizim doğamızın bir parçası. Bu eğitimi bize verecek olan kişi de anne ve ne yazık ki ona da vermemiş oldukları için, o da bize aktaramıyor Yaradan’la olan bu manevi bağımızın bilgisini.
Biz de kendi öğretmenlerimizi, karşımıza çıkan başka insanlarda bulabiliriz. Beraber hatırlıyoruz esas kaynakla olan bağımızı, birbirimize ayna tutarak yansıtıyoruz.
Reiki bu manevi bağımızı güçlendirecek ve kolaylaştıracak insanoğluna gönderilmiş, yaradanın bir hediyesidir. Demin sözünü ettiğim, kendimize annelik yaparken kendimizi besleyebileceğimiz en yüksek titreşimdeki koşulsuz sevgi ve ışık enerjisidir. Ancak beslenip büyüdüğümüzde ve artık kendimizi tehlikede hissetmediğimiz yetişkinliğe eriştiğimizde, anneyle olan dengeyi bulabiliriz. Yetişkin biz artık annesinin bakımına ihtiyacı olmadığını, güvende olduğunu, hayatta kalabilecegini bilir. Ancak bu şekilde bir yetişkinin Yaradan’la bağlı olduğu güvenli yerden bakarak, annemizle olan ilişkimizi şifalandırabiliriz.
Sorun aslında hala annesinden sevgi bekleyen, büyümek için onun sevgisine ihtiyacı olduğunu düşünen çocuk egomuzda. Fakat bu bir kısır döngü. Çünkü annemiz de, bu kişisel çalışmayı yapmamış olduğu için, bize verebileceği bir anne sevgisi yok.
Bu şekilde beslenmeyi bekleyen çocuklar olarak önümüze ne çıkarsa, özellikle aynı sorunlarla büyümüş, aynı özellikleri taşıyan kişiler çıkınca onlara sarılıyoruz. Bebeklikten beri üstümüzde taşıdığımız, bu çok temel anne sevgisi ihtiyacımızı, karşılaştığımız ilişkilerdeki insanlardan karşılamaya çalışıyoruz.
Maalesef bu kimsenin karşılayabileceği, besleyebileceği bir ihtiyaç değil. Çok büyük ve hep süreklilik istiyor. Bunu, bize en yakın alan kişi yani kendimiz, ancak esas kaynağa sürekli bağlanarak karşılayabiliriz.
O içimizdeki çocuğu besleyip büyüterek, onunla zaman geçirerek, onun hep beklediği koşulsuz sonsuz anne sevgisini ona vererek; kendimizle, annemizle, insanlarla olan ilişkilerimizi şifalandırabiliriz.
Artık o çocuk, sağlıklı, dengeli ilişkiler içerisinde hayatı ve mutluluğu hissedebilmesinin yolunun, onun annesini iyileştirmesinden veya annesinin iyileşmesinden geçmediğini biliyor. Annesinin hataları olmuş olabileceğini, onun mükemmel olmadığını, annesinin hayata ve kendisine veremediği bu şansı, kendisine ve hayatına kendisinin vermesi gerektiğini biliyor.
Annesini yalnız bırakmamak için ona benzeyen ve onun sorunlarından gelen kişilerle ilişkiye girerek, annesinin problemlerini çözmeye de çalışmıyor.
Bu tamamen yetişkinliğe adım atış demek oluyor. Bütün atalarına selam vererek “ben kendim ve mutlu olmayı seçiyorum” diyerek, onlara sırtını dönüp sonsuz yeni tecrübelere yüzünü dönerek cesur bir adım atmakla başlıyor.
Reiki’ye ve bütün bu yolculuğumda karşıma çıkmış olan tüm ilişkilerime şükürler olsun. Artık ben bütün sonuçlarına rağmen kendi sorumlulugunu alan yetişkin bir kadınım.
Reiki seanslarım hakkında daha fazla bilgi almak veya
kendinize uygun bir zaman dilimi belirlemek için
her zaman bana ulaşabilirsiniz!
Bu hizmetler tıbbi tedavi yerine geçmez. Detaylı bilgi için Yasal Uyarı sayfamızı inceleyiniz.